HANGİ KONUDA TARAF OLACAKSINIZ?

HANGİ KONUDA TARAF OLACAKSINIZ?
Çocuk hakları ve çocuk istismarı konusu, dünya üzerinde en rahat taraf olunabilecek konu olmasına rağmen, bu konuda dahi taraf olmayan ve/veya olamayan kişiler hangi konuda taraf olma cesaretini gösterebilecek?
Ulusal Birlik Partisi Milletvekili İzlem Gürçağ, ‘Artık ne olacaksa olsun’ diyerek bu konuda taraf olduğunu açıkça beyan eden ilk hükümet vekili oldu…
Gürçağ’ın açtığı bu yoldan kaç hükümet vekili daha cesaretini toplayıp gelir bilinmez ama şu net ki, UBP-DP-YDP hükümeti, tepeden tırnağa kadar, çocuklarımızı, yani geleceğimizi teslim edecek kadar Ankara’ya teslim olmuş durumda!..
Oysa daha sürecin hemen başında, Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu, “Ben böyle bir bağnazlığa ne izin veririm ne de bu makamda olduğum sürece izin verdirtirim” deseydi ve baskıları boyun eğmek yerine istifa etseydi, hem bu sorun o gün çözülmüş olacaktı, hem de bu toplum kendisini bağrına basacaktı!..
Yapamadı, çocuklardan yana dahi tavır koyamadı!..
Peki, böylesine korkak bir adamın bu topluma verebileceği bir şey olabilir mi?
Çocuklardan yana dahi tavır koyamayan bir adamın, herhangi bir toplumsal olayda taraf olabilmesi mümkün mü?
Aynı şekilde Başbakan Ünal Üstel, şu anda sorunu çözmek için uğraşıyor imajı verse de, sürecin başında kendisine gelen baskılar sonucunda bahse konu tüzüğün geçirilmesi için Çavuşoğlu’na talimatı bizzat kendisi vermişti…
Hani sanki kendisinden habersiz yapılmış bir şeymiş gibi hareket etmesi ve çözüm arıyor gibi tavırlar sergilemesi hiç samimi bir duruş değil!..
Sorunu çözmenin yolu net! Niyeti olan yarını beklemeden bugün derhal bu tüzüğü iptal eder!..
Çünkü bu toplumun Siyasal İslam ile uzlaşması söz konusu değildir!..
Bizler laik bir sistemde, özgürce yaşamayı tercih eden ve her inanca aynı mesafede durup herkesin o inançlarını özgürce yaşamasına hoşgörü ile yaklaşan bir toplumuz…
Çocukların istismar edildiği, 8 yaşındaki kız çocuklarının, 80 yaşındaki ihtiyar sapıklarla evlendirildiği, 10 yaşında da hamile bırakıldığı bir rejimi savunan zihniyetle bizlerin aynı masada olması mümkün değildir…
Şeriat ile yönetilen ülkeler ve o ülkelerdeki uygulamalar ortada…
Dileyen alır ailesini, arkasına bile bakmadan o ülkelerin birine yerleşir ve dilediği yerini kapatır!..
Kimseyi bu ülkede laiklik çatısı altında zorla tutmuyoruz!..
Bu ülkeye gelenler, ya bu ülkeye ve bu ülke insanına uyum sağlayacaklar, ya da kendilerine daha uygun başka bir ülkeye yelken açacaklar, bunun başka bir yolu da uzlaşısı da yoktur!!!