Gelin görün ki, darbe girişimi gecesi, darbeyi destekleyen ve Erdoğan’a “Güle güle” diye paylaşımlar yapan kişilerin ise Türkiye’ye girişleri serbest!..
Ne kadar tezat bir durum değil mi?
Düşününüz, darbe karşıtları Türkiye Cumhuriyeti için tehlike, darbe yanlıları ise Türkiye için tehlike değil!!!
Sadece bu örnek bile aslında nasıl bir düzende yaşadığımızı özetliyor…
Bizim gibi insanların en büyük kabahati, diğer kişiler gibi bazı olaylarda üç maymunu oynama becerimiz olmamasıdır…
Örneğin Gezi Olayları, gazetecilerin tutuklanması veya son olarak Ekrem İmamoğlu’na yapılanları görmezden gelmeyi becermediğimiz gibi!!!
Bunları görmezden geldiğinizde Fetöcü dahi olsanız size kimse dokunmuyor ancak görüp de eleştirdiğiniz takdirde, Türkiye Cumhuriyeti için en yararlı insan dahi olsanız üzeriniz anında çiziliyor…
Demokrasinin olmadığı coğrafyalarda bu hep böyledir…
Bazı olayların mutlak sizi kör etmesi gerekiyor ki, rejim sizin üzerinizi çizmesin…
Türkiye Cumhuriyeti demokrasi ile değil otokrasi ile yönetilen bir ülke olduğu için koca cumhuriyetin çıkarlarının bir önemi kalmıyor…
Demokrasi, adalet, hukukun üstünlüğü gibi değerler, otokrasi rejimi için tehlike haline geliyor…
Doğal olarak rejim de, kendine tehlike gördüğü her şeyi ortadan kaldırıyor!..
Mesele bu!..
Bu otokrasi öyle bir şey ki, ilerledikçe önüne çıkan her şeyi, insan haklarını, kadın haklarını, cumhuriyetin en önemli temel taşlarını tek tek yok etmeye devam edecektir…
Ta ki, o coğrafyanın halkı uyanıp bu gidişata bir “dur” diyene kadar!..
Şu anda bir uyanış var, tabi bu uyanış geçmiştekiler gibi suni değilse…
Unutulmamalıdır ki, en güçlü, asla devrilmez gibi görünen diktatörlükler bile tarihimiz boyunca hep halklarına karşı yenildiler…